Amerika Birleşik Devletleri’nde, çocukların sosyal medya platformlarında karşılaştıkları risklere dikkat çekmek ve bu konuda önlem almak amacıyla önemli bir gelişme yaşandı. ABD’nin 42 başsavcısı, sosyal medya uygulamalarında, sigara paketlerinde olduğu gibi uyarı etiketlerinin eklenmesi çağrısında bulundu. Bu talep, dijital bağımlılıkla mücadele ve çocukların ruh sağlığını koruma amacı taşıyan daha geniş bir stratejinin parçası olarak değerlendiriliyor.
Başsavcılardan Sosyal Medya İçin Uyarı Etiketi Önerisi
Ulusal Başsavcılar Birliği (NAAG) tarafından ABD’li milletvekillerine gönderilen açık mektupta, sosyal medya platformlarına çocukları olası bağımlılık yapıcı etkiler konusunda uyaran etiketler eklenmesi gerektiği vurgulandı. Mektupta, sosyal medya uygulamalarının çocukların ruh sağlığı üzerinde yarattığı endişeler dile getirilirken, bu tür uyarı etiketlerinin çocukların güvenliği için gerekli bir adım olduğu ifade edildi.
Mektubun içeriğinde, “Hepimiz yetki alanlarımızdaki çocukların güvenliği için derin bir endişe taşıyoruz ve algoritma güdümlü sosyal medya platformları bu güvenliği tehdit ediyor” şeklinde bir ifade kullanıldı. Başsavcılar, sosyal medya platformlarının içerdiği risklerin farkında olduklarını ve bu risklerin hafifletilmesine yönelik bu tür uyarı etiketlerinin etkili olabileceğini belirtti.
Sosyal Medyanın Ruh Sağlığı Üzerindeki Etkileri
Bu çağrı, ABD Genel Cerrahı Vivek Murthy’nin haziran ayında sosyal medya platformlarına benzer uyarı etiketlerinin eklenmesi için yaptığı öneriyi destekliyor. Murthy, sosyal medyanın çocukların ve gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini vurgulayarak, sosyal medyada geçirilen sürenin sınırlandırılması gerektiğini belirtmişti. 2019 yılında JAMA Psychiatry dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, sosyal medyada günde üç saatten fazla vakit geçiren gençlerin ruh sağlığı sorunları yaşama riski, yaşıtlarına göre daha yüksek. Bu araştırma, sosyal medya kullanımının çocuklar üzerindeki potansiyel zararlı etkilerini bilimsel bir temele dayandırarak gösteriyor.
Gallup’un 2023 yılında gerçekleştirdiği bir ankette, ABD’li gençlerin sosyal medyada ortalama günde 4,8 saat geçirdiği ortaya çıktı. Bu veri, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerinin ne denli yaygın ve belirgin olduğunu gözler önüne seriyor. Uzmanlar, sosyal medyada geçirilen bu kadar uzun sürenin, çocukların ruh sağlığı ve genel refahı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtiyor.
Yasal Gelişmeler ve Dava Süreci
2023 yılında, NAAG ve New York Başsavcısı, sosyal medyanın gençlerin ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri gerekçesiyle Meta’ya karşı dava açtı. Dava, Meta’nın Instagram, Facebook ve diğer sosyal medya platformlarında çocukları ve gençleri bağımlı hale getiren zararlı özellikler tasarladığını ve uyguladığını iddia ediyor. Bu dava, sosyal medya platformlarının çocuklar üzerindeki etkilerini doğrudan hedef alıyor ve bu platformların sorumluluklarını artırmayı amaçlıyor.
Açık mektupta, sosyal medya platformlarına yönelik uyarı etiketlerinin tek başına yeterli olmayacağı, ancak bu eylemlerin diğer gözetim ve düzenleme adımlarıyla tamamlanması gerektiği vurgulandı. Başsavcılar, sosyal medya platformlarının içerik düzenlemeleri ve algoritma yönetimlerinin de gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Çevrimiçi Çocuk Güvenliği Yasası
ABD Senatosu, yaz aylarında teknoloji şirketlerinin çocukları çevrimiçi zararlardan korumalarını gerektiren Çevrimiçi Çocuk Güvenliği Yasası’nı kabul etti. Bu yasa, çocukların dijital dünyada daha iyi korunmalarını sağlamayı amaçlıyor ve sosyal medya platformlarının sorumluluklarını artırıyor. Çevrimiçi Çocuk Güvenliği Yasası, sosyal medya platformlarının çocukların çevrimiçi ortamda karşılaşabilecekleri riskleri azaltmalarını ve güvenli bir dijital alan sunmalarını öngörüyor.
Sosyal Medya Düzenlemelerinde Gelecek Perspektifleri
ABD’li başsavcıların sosyal medya platformlarına uyarı etiketleri eklenmesi çağrısı, çocukların dijital bağımlılıktan korunması ve ruh sağlığının desteklenmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sosyal medya platformlarının içerik düzenlemeleri, algoritma yönetimleri ve kullanıcı güvenliği konusundaki politikalarının gözden geçirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor. Bu, çocukların sosyal medya üzerindeki deneyimlerini iyileştirmeye yönelik atılacak adımların bir parçası olarak görülüyor.
Uzmanlar, sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerini daha iyi anlamak ve etkili çözüm stratejileri geliştirmek için daha fazla araştırma ve kamuoyunu bilgilendirme çalışmaları yapılması gerektiğini belirtiyor. Çocukların çevrimiçi güvenliğini artırmak için sosyal medya platformlarının ve diğer teknoloji şirketlerinin daha proaktif ve sorumlu bir yaklaşım benimsemeleri bekleniyor.
Toplumsal Bilinç
Bu bağlamda, sosyal medya platformlarının çocuklar üzerindeki etkilerine yönelik alınacak tedbirlerin, toplumsal bilincin artırılması ve etkili düzenlemelerin yapılması açısından büyük öneme sahip olduğu görülüyor. Başsavcıların çağrısı, çocukların dijital ortamda daha güvenli bir şekilde zaman geçirebilmeleri için gerekli adımların atılmasını teşvik ediyor ve sosyal medyanın olumsuz etkilerinin hafifletilmesi için önemli bir adımdır.
Bu gelişmeler, sosyal medya kullanımının çocuklar üzerindeki etkilerini azaltmak ve daha sağlıklı bir dijital ortam oluşturmak amacıyla atılacak adımları destekleyen geniş bir politika ve strateji çabasının parçası olarak değerlendiriliyor. Sosyal medyanın etkilerini daha iyi anlayarak, çocukların çevrimiçi güvenliğini sağlamak için çeşitli önlemler alınmaya devam edilecektir.
Kaynak: Euronews