Finlandiya, Rus Vatandaşlarının Mülk Alımını Yasaklamaya Hazırlanıyor: Ulusal Güvenlik İçin Yeni Adım
Finlandiya hükümeti, Rus vatandaşlarının Finlandiya’da mülk edinmesini büyük ölçüde sınırlayacak bir yasa tasarısını gündeme getirdi. Savunma Bakanı Antti Hakkanen’in önerisiyle sunulan bu hamle, Finlandiya’nın ulusal güvenliğini güçlendirme amacı taşıyor ve ülkenin NATO üyeliği süreciyle uyumlu bir adım olarak değerlendiriliyor.
Yasa Neleri Kapsıyor?
Eğer önerilen yasa yürürlüğe girerse, sadece Finlandiya’da değil, Avrupa Birliği’nin (AB) herhangi bir ülkesinde daimi ikamet eden Ruslar ve Rus vatandaşlığına sahip çifte vatandaşlar da mülk satın alamayacak. Bu yasak, Finlandiya’nın ulusal güvenliğine tehdit olarak görülen ülkelerden gelen fonlar veya vatandaşlara yönelik olarak da kullanılabilecek. Yasanın geçerli olması için ise Finlandiya Parlamentosu’nun onayı gerekiyor.
Mevcut Durum ve Yeni Gelişmeler
Finlandiya’da halihazırda hükümetin bazı mülk alımlarına müdahale etmesine ve gerektiğinde ulusal güvenlik kaygıları nedeniyle bunları engellemesine izin veren bir mevzuat bulunuyor. Özellikle son dönemde, Rus vatandaşlarının stratejik öneme sahip bölgelerde mülk edinmeleriyle ilgili endişeler artmış durumda. Helsinki hükümeti, yakın geçmişte Rusların şehirdeki önemli bölgeler yakınlarında mülk satın almalarını engellemek için önlemler almaya başladı.
Son yıllarda, zarar eden oteller, helikopter pistleri, orantısız tahkimatlara sahip mülkler ve Finlandiya’nın kilit altyapısına yakın konumlandırılmış şüpheli mülklerin sayısında belirgin bir artış görüldü. Bu durum, Finlandiya’nın altyapısına zarar verme veya daha büyük operasyonların bir parçası olma endişesini beraberinde getiriyor. Bu nedenle hükümet, özellikle bu tür mülklere yönelik gözetimini artırmış durumda.
Finlandiya’nın NATO Üyeliği ve Yeni Güvenlik Stratejileri
Finlandiya’nın Nisan 2023’te NATO’ya katılması, ülkenin Rusya ile olan 1.340 kilometrelik sınırı ve devam eden Rusya-Ukrayna savaşı bağlamında önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Bu adım, Finlandiya’nın birkaç yıl boyunca NATO’ya katılmaktan kaçınması ve bağımsız bir savunma politikası izlemeyi tercih etmesinin ardından geldi.
Finlandiya, NATO üyeliği çerçevesinde, Lapland bölgesine daha fazla asker göndermek için diğer NATO ülkeleriyle koordinasyon halinde çalışmalar yürütüyor. Finlandiya hükümeti, ülkenin kuzeydeki savunma yeteneklerini artırmak ve NATO’nun savunma ve caydırıcılık kapasitesine katkıda bulunmak için stratejik adımlar atıyor.
Rusya ile İlişkiler ve Sınır Güvenliği
Rusya ve Finlandiya arasındaki ilişkiler, Finlandiya’nın Rusya’yı göçmenleri sınırdan geçmeye teşvik ederek göçü “silahlandırmakla” suçlamasının ardından daha da kötüleşti. Finlandiya’nın sınır kontrol tesisleri üzerindeki bu baskı, iki ülke arasındaki tansiyonu artırdı.
Vilnius Zirvesi’nde konuşan Hakkanen, “Rusya ile olan uzun sınırımızı koruma ve savunma sorumluluğunu çok ciddiye alıyoruz. Ukrayna’daki savaş, savunma sanayisinin NATO’nun savunma ve caydırıcılığında oynadığı ayrılmaz rolü göstermiştir,” dedi. Ayrıca, düşük düzeydeki yatırımların yarattığı durumu düzeltmek için ulusal, bölgesel ve AB ile NATO içinde çeşitli adımlar attıklarını belirtti.
Yeni Teknolojiler ve Gelecek Perspektifleri
Hakkanen, Finlandiya’nın NATO’ya katılımıyla birlikte, kuantum ve 6G iletişim teknolojileri gibi geleceğin silahlanmasına yönelik çift kullanımlı teknolojiler ve inovasyon potansiyeli konusunda önemli bir uzmanlık sunduğunu ifade etti. Finlandiya’nın NATO’ya sunduğu bu teknoloji ve inovasyon katkıları, ülkenin savunma stratejilerinin modernizasyonunu ve geleceğe dönük hazırlıklarını da içeriyor.
Sonuç ve Beklentiler
Finlandiya hükümetinin önerdiği bu yasa tasarısı, Rus vatandaşlarının mülk alımını sınırlamayı ve ulusal güvenlik açısından stratejik alanlardaki yabancı etkisini azaltmayı hedefliyor. Finlandiya’nın NATO üyeliği süreci ve güvenlik stratejileriyle uyumlu olan bu adım, aynı zamanda Avrupa Birliği’nin genel güvenlik politikasının da bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Yasanın kabul edilmesi, Finlandiya’nın sınır güvenliğini ve ulusal egemenliğini koruma çabalarının bir parçası olarak, bölgesel güvenlik dengelerinde önemli bir değişiklik yaratabilir. Bu nedenle, Avrupa’da ve ötesinde yakından izlenmeye devam edecek bir gelişme olarak öne çıkıyor.
Kaynak: Euronews