Norveç, 12 Eylül Salı günü yapılan parlamenter oylama sonucunda, deniz yatağını ticari derin deniz madenciliğine açan ilk ülke olma yolunda önemli bir adım attı. Yeni yasa, özellikle yeşil teknolojilerde kritik rol oynayan değerli metallerin deniz tabanından çıkarılmasını teşvik etmeyi hedefliyor. Ancak bu karar, çevre bilimcileri ve aktivistler tarafından yoğun eleştirilerle karşılandı.
Norveç’in Derin Deniz Madenciliği Hamlesi
Norveç’in bu yasa ile, deniz tabanındaki lityum, skandiyum ve kobalt gibi mineralleri hedefleyen derin deniz madenciliğine kapı açması, büyük tartışmalara neden oldu. Bu mineraller, elektrikli araç bataryaları ve yenilenebilir enerji teknolojileri için kritik öneme sahip. Norveç, deniz alanlarının 280.000 kilometrekarelik kısmını bu faaliyetlere açacak; bu alan, İngiltere’nin yüzölçümünden bile geniş.
Norveç hükümeti, bu adımın Avrupa’nın yeşil teknolojilerde Çin’e olan bağımlılığını azaltmaya yardımcı olabileceğini savunuyor. Ayrıca, açık deniz petrol ve gaz rezervlerinin azalmasıyla birlikte yeni bir denizcilik endüstrisi geliştirme hedefi de bu kararın arkasındaki motivasyonlardan biri olarak görülüyor.
Çevresel Kaygılar ve Tepkiler
Yeni yasa, çevresel riskler konusunda ciddi endişelere yol açtı. Greenpeace, Norveç’in bu kararını “utanç verici” olarak nitelendirirken, Greenpeace Norveç Direktörü Frode Pleym, “Norveç’in okyanuslarda lider konumda olduğunu iddia ederken, aynı zamanda okyanusun tahribatına yeşil ışık yakması yüz kızartıcı” şeklinde konuştu.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) ve birçok çevre aktivisti, deniz tabanından mineral çıkarma işlemlerinin önemli ölçüde gürültü ve ışık kirliliğine neden olabileceğini ve deniz yaşam alanlarına zarar verebileceğini belirtiyor. Ayrıca, Kasım ayında 120 AB milletvekilinin imzaladığı açık mektupta, Norveç’in projeye karşı çıkan çağrılara uyması gerektiği vurgulandı.
Norveç Deniz Araştırmaları Enstitüsü (IMR), hükümetin sınırlı bir araştırma alanından elde ettiği verileri tüm bölgeler için geçerli kabul etmesinin yanıltıcı olduğunu belirtiyor. Enstitü, madenciliğin ekosistem üzerindeki etkilerini anlamak için beş ila on yıllık daha kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiğini savunuyor.
Hükümetin Temkinli Yaklaşımı ve Gelecek Planları
Norveç hükümeti, madencilik faaliyetlerine başlamadan önce çevresel etki değerlendirmelerinin yapılacağı ve her başvurunun parlamento tarafından inceleneceği güvencesini veriyor. Hükümetin bu aşamada, deniz tabanının derinliklerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamayı ve çevresel riskleri minimize etmeyi hedeflediği belirtiliyor.
Loke Minerals’ın kurucu ortağı Walter Sognnes, derin deniz ortamlarının daha iyi anlaşılması için özel sektörden yapılacak yatırımların önemli olduğunu ifade ediyor. Ancak kampanyacılar, mevcut kara madenciliği operasyonlarında çevresel zararın azaltılmasının daha öncelikli bir hedef olması gerektiğini düşünüyor.
Uluslararası Etkiler ve Gelecek
Norveç’in kararı, uluslararası denizlerde madencilik faaliyetlerinin geleceği üzerinde de etkili olabilir. Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Deniz Yatağı Otoritesi (ISA), bu yılın ilerleyen dönemlerinde uluslararası denizlerde madencilik için kuralları son şeklini verecek ve nihai oylama 2025’te yapılacak. Şu anda 30’dan fazla ülke, deniz madenciliğinin yasaklanmasını talep ederken, Çin gibi ülkeler bu sürecin devam etmesini savunuyor.
Kambur balina, derin deniz madenciliği konusunda yapılan tartışmalarda adından sıkça söz edilen bir türdür. Kambur balinaların yaşam alanları, Norveç’in deniz yatağındaki madencilik faaliyetlerinden doğrudan etkilenebilir. İşte bu bağlamda kambur balinalarla ilgili bilmeniz gerekenler:
Kambur Balina ve Derin Deniz Madenciliği
- Habitat ve Dağılım: Kambur balinalar, dünya çapında tropikal ve ılıman denizlerde yaşarlar. Okyanusların geniş alanlarına yayılmış olmalarına rağmen, üreme ve beslenme dönemlerinde belirli bölgelerde yoğunlaşırlar.
- Tehditler: Derin deniz madenciliği, kambur balinalar için ciddi tehditler oluşturabilir. Bu süreçler sırasında oluşan gürültü kirliliği ve sualtı patlamaları, balinaların iletişim ve navigasyon yeteneklerini olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, madencilik faaliyetlerinin deniz tabanında yarattığı değişiklikler, balinaların beslenme alanlarını da etkileyebilir.
- Çevresel Etki: Derin deniz madenciliği sırasında meydana gelen büyük gürültü ve ışık kirliliği, kambur balinaların doğal davranışlarını bozabilir. Özellikle üreme dönemlerinde bu tür rahatsızlıklar, balinaların başarılı bir şekilde üremelerini engelleyebilir.
Kaynak:BBC