3 Kasım 1996 tarihinde Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen trafik kazası, Türkiye’nin yakın tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Mercedes marka bir otomobilin kamyona çarpmasıyla gerçekleşen kazada, eski Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ, Abdullah Çatlı (sahte kimlikte “Mehmet Özbay” olarak geçiyordu) ve Gonca Us hayatını kaybetti. Doğru Yol Partisi milletvekili Sedat Bucak ise yaralı kurtuldu.
Bu kazayı sıradan bir trafik kazası olmaktan çıkaran, ölenlerin kimliğiydi. Özellikle Abdullah Çatlı’nın, 1970’lerde yaşanan birçok karanlık olayda adı geçen bir isim olduğu, mafya, emniyet ve siyaset üçgenindeki ilişkileri derinlemesine sorgulandı. Kazanın ardından ortaya çıkan bilgiler, devletin bazı birimlerinin terörle mücadele bahanesiyle yasa dışı faaliyetlerde bulunduğunu öne süren iddiaları güçlendirdi. Faili meçhul cinayetler, uyuşturucu kaçakçılığı ve mafya hesaplaşmalarında bu yapıların aktif rol aldığı öne sürüldü.
Olayın ardından, kamuoyunda “Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” eylemleri başladı. Vatandaşlar her akşam saat 21:00’de ışıklarını bir dakika kapatıp açarak olaya tepki gösterdi. TBMM’de kurulan araştırma komisyonları ve gazetecilerin araştırmaları, devletin içindeki yasa dışı ilişkiler ağını sorgulayan birçok raporun hazırlanmasına yol açtı.
Mehmet Ağar ve diğer bazı önemli isimler yargılanırken, “devlet-mafya-siyaset” üçgenindeki bu ilişkiler ağı tam olarak aydınlatılamadı. Ancak Susurluk Kazası, “derin devlet” kavramını Türkiye’nin siyasi hayatına soktu ve bugüne kadar tartışılmaya devam eden bir mesele olarak gündemde kaldı.
Kaynak: BBC