Belçika’nın deniz mahsulleriyle olan ilişkisi, ülkenin mutfağında önemli bir yere sahip olan midye ile özdeşleşmiştir. Ancak ilginç olan, Belçika’nın ulusal yemeği olarak kabul edilen moules frites (midye ve patates kızartması) için kullanılan midyelerin büyük bir kısmının başka ülkelerden, özellikle de Hollanda’dan ithal edilmesidir. Son yıllarda ise bu durum değişmeye başlıyor ve Belçika, kendi sularında yetiştirilen midyelerle bu geleneksel yemeği sunma yolunda önemli adımlar atıyor. Westdiep deniz çiftliği, bu yeni döneminin öncüsü olarak dikkat çekiyor. Belçika’nın kendi denizlerinden çıkardığı midyeler, artık hem yerel restoranlarda hem de seçkin süpermarketlerde yer buluyor.
Westdiep deniz çiftliğinde hasat zamanı. Mürettebat, sulara bırakılan 12 metre uzunluğundaki ipleri tekneye çekiyor; bu ipler, mavi midyelerle kaplanmış durumda. Belçika kıyılarından yalnızca üç deniz mili uzaklıkta olan bu küçük çiftlik, ülkenin kendi deniz ürünleri üretiminde önemli bir adım atıyor. Ancak Belçika’nın kendi midyelerini yetiştirme çabası yeni değil. Yıllardır çeşitli girişimler denenmiş, ancak başarılı sonuçlar elde edilememişti. Şimdi ise Colruyt süpermarket zincirinin yürüttüğü uzun soluklu araştırmalar sonuç vermeye başladı. 2023 yılında sadece altı ton olan hasat, bu yıl 50 tona çıkmayı hedefliyor ve gelecekte bu miktarın daha da artması bekleniyor.
Belçika’nın her yıl yaklaşık 20.000 ton midye tükettiği tahmin ediliyor. Ancak bu tüketimin büyük bir kısmı komşu Hollanda’nın Zeeland bölgesinden ithal ediliyor. Bu ithalat, ülkenin neden kendi midyelerini üretemediği sorusunu gündeme getiriyor. Aslında Belçika’nın denizleri, midye yetiştirmek için mükemmel koşullara sahip, ancak coğrafi nedenler ve denizin yapısı uzun yıllar bu üretimi sınırlamış. Belçika’nın sahil şeridi oldukça düz ve korunaklı bölgeler sunmuyor, bu da midye yetiştiriciliği için ideal olmayan bir durum yaratıyor. Ancak yeni teknolojiler ve yöntemler sayesinde bu engellerin üstesinden gelinmeye başlanmış durumda.
Westdiep deniz çiftliğinin operasyon müdürü Stijn Van Hoestenberghe, Belçika’nın Kuzey Denizi’nin midye yetiştirmek için mükemmel bir biyoloji ve coğrafya kombinasyonuna sahip olduğunu vurguluyor. Deniz derinliği çok fazla değil, düşük gelgit zamanında sadece 12-13 metre derinliğe sahip olan bu deniz, midye tohumu için mükemmel bir ortam sunuyor. Üstelik denizin sunduğu besin zenginliği de cabası. Bol plankton ve diğer besleyici maddeler, midyelerin daha hızlı büyümesine ve daha dolgun olmasına yardımcı oluyor.
Westdiep çiftliğinde midyeler, geri dönüştürülmüş balık ağlarından yapılan ipler üzerine yerleştirilen hatlar boyunca büyüyor. Bu hatlar deniz tabanına sabitlenmiş ve yüzeyde yüzen şamandıralar ile birbirine bağlı. Çiftlik şu anda yalnızca 1 kilometrekarelik alanın küçük bir bölümünü kullanıyor ve 40 hat işliyor. Ancak hedef, gelecekte 600 hattın tamamını kullanarak yılda 2.000 ton midye üretmek. Bazı uzmanlar bu hedefin iyimser olduğunu düşünüyor ve üretimin 1.300 ton civarında kalacağını öngörüyorlar. Yine de bu miktar bile Belçika için büyük bir başarı olacak.
Belçika Midyelerinin Benzersizliği
Belçika’da yetişen midyeler, yalnızca büyüklükleri ve hızlarıyla değil, aynı zamanda lezzetleriyle de dikkat çekiyor. Kuzey Denizi’nin güçlü akıntıları ve besin açısından zengin suları, midyelerin doğal olarak daha hızlı büyümesine olanak tanıyor. Bu, onları diğer midye türlerinden ayıran en önemli özelliklerden biri. Ünlü bir restoran olan Café du Parc’ın yöneticisi Shannah Zeebroek, Belçika midyelerinin özel bir lezzete sahip olduğunu ve bu lezzetin denizin sunduğu zengin besin maddeleriyle şekillendiğini belirtiyor. Ona göre, bu midyeler hafif tuzlu ve yumuşak bir dokuya sahip, adeta bir pralin gibi.
Café du Parc, Westdiep midyelerini sunan 15 restorandan biri. Restoranda midyeler, ince kıyılmış kereviz yaprağı, bir dilim limon ve biraz tereyağı ile hazırlanan aromatik bir sarı şarap sosunda servis ediliyor. Bu tür restoranlar, Belçika’nın gastronomik kimliğini güçlendiren ve yerel ürünlerin değerini artıran mekanlar arasında yer alıyor. Aynı zamanda Colruyt’un seçkin şubelerinde de satışa sunulan bu midyeler, Belçika’nın yerli deniz ürünleri üretiminde ne kadar ilerlediğini gösteriyor.
Yerli Midyeler: Zorlu Yollarla Gelen Başarı
Westdiep midye çiftliğinin başarıya ulaşması, yıllar süren denemeler ve başarısızlıklarla dolu bir geçmişin ardından gerçekleşti. 2000’lerde bir şirket, kafeslerde midye yetiştirmeyi başardı ancak şiddetli bir fırtına sonucunda bu kafesler denizin dibine battı ve girişim sona erdi. Daha sonra rüzgar türbinlerinin arasında midye yetiştirme denemeleri yapıldı, ancak bu girişimler de başarılı olmadı. Ancak son teknolojiyle geliştirilen ip sistemi, denizle uyumlu ve daha esnek bir yapı sunarak bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardı. İpler, deniz koşullarına dayanacak şekilde tasarlandı ve kafeslerin aksine daha uzun ömürlü olmaları sağlandı.
Bu yılın hasat dönemi Haziran’dan Eylül’e kadar sürüyor ancak gelecek yıllarda bu sürenin daha da uzatılması planlanıyor. Yine de deniz koşulları her zaman mükemmel değil. Belçika’nın Kuzey Denizi, yalnızca yılın 20 günü kadar sakin olabilir. Mürettebat, çoğu zaman rüzgarın tekneyi iplerden uzaklaştırdığı zor günlerde çalışmak zorunda kalıyor. Van Hoestenberghe, bu işin zorluklarını vurgulayarak güvenlik önlemlerinin ne kadar önemli olduğunu belirtiyor. Zaman zaman gerilim çok fazla olursa ipler kopabiliyor ya da vinçler kırılabiliyor. Bu tür durumlarda mürettebat işleri durdurmak zorunda kalıyor.
Yerel Ürünlerle Geleceğe Bakış
Belçika’da yerli midye yetiştiriciliği, yalnızca gastronomi açısından değil, aynı zamanda sürdürülebilirlik ve yerel ekonomiyi destekleme açısından da büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Zeebroek, yerel ürünlerin ve mevsiminde yetiştirilen deniz mahsullerinin restoran menülerinde giderek daha fazla yer bulacağını düşünüyor. “Biz ton balığı gibi uzak denizlerden gelen balıklarla çalışmıyoruz. Kuzey Denizi’nden gelen yerel balıkları kullanıyoruz. Bence bu, geleceğin yolu,” diyor.
Belçika’nın yerel midye üretimine yönelik bu yeni girişimleri, ülkenin gastronomik mirasını ve deniz ürünleriyle olan derin bağını daha da güçlendiriyor. Westdiep çiftliği ve benzeri projeler, Belçika’nın yerli ürünlerini dünya çapında tanıtarak, ülkenin mutfak kültürünü zenginleştiriyor. Midyelerin tuzlu ve yumuşak lezzeti, ülkenin gastronomisinde yeni bir dönemi işaret ediyor. Bu dönemde yerel ve sürdürülebilir tarım, Belçika’nın gastronomik geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biri olacak.
Kaynak: The Guardian