Hatun Sürücü Cinayeti Üzerine 20 Yıl: Namus Cinayetleri Tartışması
Almanya’da Türkiye kökenli Hatun Sürücü’nün öldürülmesinin üzerinden 20 yıl geçti. Ailesi tarafından kuzeniyle zorla evlendirilmesinin ardından evden ayrılan Sürücü, benimsemiş olduğu “Batılı yaşam tarzı” nedeniyle henüz reşit olmayan kendi erkek kardeşi tarafından vurularak hayatını kaybetti. 7 Şubat 2005’te Berlin’de sokak ortasında “ailenin namusunu temizlemek” adına gerçekleştirilen bu cinayet, Almanya’daki “namus cinayetleri” tartışmasının fitilini ateşlemişti.
Kendisi de tartışmalı olan bu kavram, Federal Emniyet Teşkilatı (BKA) tarafından ataerkil yapılarla şekillenmiş aile veya toplumlarda, genellikle erkekler tarafından kadınlara yönelik kasıtlı cinayet veya cinayet teşebbüsleri olarak tanımlanmaktadır. Bu tanıma atıfta bulunan Alman kadın hakları örgütü Terre des Femmes, 2024 ön verilerine göre yaptığı araştırmada “namus” adına gerçekleştirilen cinayet teşebbüslerini ve cinayetleri detaylı bir şekilde incelemiştir.
2024 geçici verilerine göre, geçen yıl dördü kadın ve ikisi erkek olmak üzere toplam altı kişi “namus” cinayetine kurban gitmiştir. 2023 yılında ise Almanya genelinde bu türde 19 cinayet kaydedilmiştir. Kurbanların 15’inin kadın veya kız çocuğu olduğu belirtilmektedir.
BM: Kadın Cinayetlerinin Birçoğu Önlenebilir
Diğer yandan, Alman hükümetinin verilerine göre, aynı yıl içinde yalnızca cinsiyetleri nedeniyle erkek şiddetinin hedefi olan kadın sayısı ise çok daha fazladır. Kadın cinayeti olarak tanımlanan bu şiddet türüne yönelik hükümet verileri, 2023’te Almanya genelinde 938 kadın ve kız çocuğunun cinayet teşebbüsüne maruz kaldığını, 360 kadın ve kız çocuğunun ise öldürüldüğünü ortaya koymaktadır.
Birleşmiş Milletler’in (BM) verileri de dünya genelinde karanlık bir tabloya işaret etmektedir. BM tahminlerine göre, 2023’te 51 bin 100 kadın ve kız çocuğu, akrabaları veya erkek partnerleri tarafından hayatını kaybetmiştir. BM uzmanları, mağdurların birçoğunun ölümlerinden önce ilişkilerindeki şiddet nedeniyle yardım çağrısında bulunduğuna dikkat çekmektedir. Bu durum, birçok kadın cinayetinin önlenebilir olduğunu göstermektedir. Özellikle erkek partnerlere yönelik uzaklaştırma kararlarının hayat kurtarıcı olabileceği vurgulanmaktadır.
Uzaklaştırma Kararı Yeterli Mi?
Ne var ki, yakın zamanda yaşanan bir vaka bu önlemin de her zaman yeterli olmadığını göstermektedir. 2024 Ağustos’unda, 50 yaşındaki Lübnan vatandaşı bir erkek, 36 yaşındaki karısını bıçaklayarak öldürme suçlamasıyla Berlin’de hakim karşısına çıkmıştır. Öldürülen kadının 2020 yılında ev içi şiddet nedeniyle kocasından ayrıldığı ve eski eşi için uzaklaştırma kararı çıkarttığı belirtilmektedir. Korunaklı bir konuta yerleşen kadın, bu önlemlere rağmen eski eşi tarafından takip edilerek öldürülmüştür.
Almanya’da, özellikle ev içi şiddete yönelik pek çok vakanın istatistiklere yansımadığına da dikkat çekilmektedir. Hala bazı ebeveynlerin, menşe ülkelerinde gerçekleştirdikleri tatiller sırasında çocuklarını zorla evlendirdiklerine dair raporlar bulunmaktadır. Bu nedenle, Terre des Femmes örgütünden danışmanlar, yaz tatili öncesi polisle birlikte okullara giderek, gelinliğe atıfta bulunan “beyaz hafta” çerçevesinde kız çocuklarına iletişim imkanı sunmaktadır. Projeden sorumlu danışman Myria Böhmecke, bu etkinliklerin çoğu zaman mağdurların yardım isteyebilmek için tek fırsatı olduğunu belirtmektedir.
Kayıtlara Geçen Zorla Evlendirme Vakaları Yükselişte
Böhmecke’ye göre, kuruluş tarafından 2022 yılında ülke genelinde gerçekleştirilen anonim bir çevrim içi anketin temsili olmayan sonuçlarına göre, Alman okullarında gerçekleşen ya da tehdit düzeyinde kalan erken ve zorla evlendirmelere yönelik toplam bin 850 vaka kayıtlara geçmiştir. Emniyet istatistiklerine göre, 2023 yılında Almanya genelinde 80 zorla evlendirme vakası kaydedilmiştir. Bu rakam, 2013’ten bu yana kaydedilen en yüksek rakam olarak dikkat çekmektedir. Daha fazla vakanın kayıtlara geçmesinin, konuya yönelik artan hassasiyetle ilişkili olabileceği ifade edilmektedir.
Almanya’da 2011 yılından bu yana suç sayılan zorla evlendirmelere karşı ülke çapında bilinçlendirme projeleri yürütülmektedir.
Gurbet Haber