Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şavkat Mirziyoyev ile Semerkand’da önemli bir göç anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, Özbekistan’dan Almanya’ya sağlık sektöründe çalışan nitelikli işçilerin girişini kolaylaştırmayı hedefliyor. İşte bu anlaşmanın detayları ve etkileri hakkında bilmeniz gerekenler.

Anlaşmanın Temel Amaçları

Yeni göç anlaşması, Almanya’nın sağlık sektöründeki iş gücü ihtiyacını karşılamayı amaçlıyor. Özellikle tıp ve hemşirelik alanında eğitim almış ve deneyim kazanmış işçilerin Almanya’ya gelmesini sağlayacak olan bu anlaşma, her iki ülkenin de yararına olacak. Almanya, sağlık sektöründeki personel açığını kapatırken, Özbekistan da vatandaşlarına uluslararası iş fırsatları sunarak ekonomik refahlarını artırmayı hedefliyor.

Özbek Göçmenlerin Durumu

Almanya’da şu anda yaklaşık 13.700 Özbek vatandaşı yaşıyor. Bu kişilerin büyük kısmı ülkede yasal olarak ikamet etmekte. Ancak, yaklaşık 200 kişinin yasal durumlarıyla ilgili sorunlar yaşadığı ve bu kişilerin geri gönderilme sürecinde olduğu belirtiliyor. Yeni anlaşma, bu kişilerin durumlarını düzeltecek ve geri dönüşlerini kolaylaştıracak bürokratik engelleri azaltmayı taahhüt ediyor.

Anlaşmanın Sağlık Sektöründeki Yansımaları

Sağlık sektöründe kalifiye iş gücü eksikliği, Almanya için ciddi bir sorun teşkil etmekte. Bu nedenle, Özbekistan’dan gelecek uzmanlar, Almanya’nın sağlık sisteminin kalitesini artırabilir ve hastaların bakımını iyileştirebilir. Özellikle hemşirelik ve doktorluk gibi kritik pozisyonlarda yaşanan açıklar, bu anlaşma ile önemli ölçüde kapanabilir. Bu durum, Almanya’nın sağlık sektöründeki sürdürülebilirliği ve etkinliğini artıracaktır.

Ek Anlaşmalar ve Orta Asya Turu

Scholz ve Mirziyoyev’in imzaladığı göç anlaşmasının yanı sıra, iki ülke arasında sürdürülebilir su kaynakları yönetimi ve kritik mineraller gibi alanlarda toplam yedi farklı anlaşma daha yapıldı. Bu anlaşmalar, Almanya ve Özbekistan arasındaki işbirliğini derinleştirecek ve ekonomik ilişkileri güçlendirecek.

Scholz, Orta Asya turunda Kazakistan’a geçerek burada petrol ve gaz tedariki konularında görüşmeler yapacak. Bu görüşmeler, Almanya’nın enerji güvenliğini sağlama ve Rusya’ya uygulanan yaptırımlarla ilgili stratejilerini gözden geçirme açısından kritik bir öneme sahip.

İnsan Hakları ve Uluslararası Tepkiler

Scholz’un Orta Asya turu, bölgede insan hakları konularında çeşitli eleştirilerle karşı karşıya. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Scholz’un beş eski Sovyet cumhuriyetinin (Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Tacikistan ve Türkmenistan) liderleriyle yapacağı zirvede, bu ülkelerdeki insan hakları ihlallerine dair somut adımlar atılmasını bekliyor. HRW, bu zirvenin insan hakları eksikliklerini gündeme getirmesi gerektiğini ve bölgedeki insan hakları koşullarının iyileştirilmeden daha yakın ilişkilerin kurulamayacağını belirtiyor.

Özellikle internet ve ifade özgürlüğü kısıtlamaları, aktivistlerin hapsedilmesi, işkence ve sivil topluma yönelik baskılar gibi konular, HRW’nin dikkat çektiği başlıca insan hakları ihlalleri arasında yer alıyor. Bu tür ihlallerin düzeltilmesi, Almanya’nın Orta Asya ile olan ilişkilerinin daha anlamlı ve sürdürülebilir olmasını sağlayabilir.

Gelecekteki Beklentiler

Almanya ve Özbekistan arasında imzalanan bu göç anlaşması, iki ülke arasındaki iş gücü hareketliliğini ve ekonomik işbirliğini önemli ölçüde artırabilir. Özellikle sağlık sektöründeki nitelikli iş gücünün Almanya’ya kazandırılması, ülkenin sağlık sistemine büyük katkı sağlayabilir. Ayrıca, Özbekistan vatandaşlarının uluslararası iş fırsatlarına erişimi, ekonomik gelişimlerine olumlu etkilerde bulunabilir.

Ancak, anlaşmanın ve Orta Asya turunun başarılı olması, bölgedeki insan hakları koşullarının iyileştirilmesine bağlı. Almanya’nın bu konudaki adımları, uluslararası toplum tarafından yakından izlenecek ve bölgesel ilişkilerin gelecekteki seyrini belirleyecektir.

Almanya ve Özbekistan arasındaki bu tarihi göç anlaşması, sağlık sektöründe nitelikli iş gücünün hareketliliğini artırarak her iki ülkenin de kazanmasına olanak tanıyacak. Ancak, anlaşmanın ve uluslararası ziyaretlerin insan hakları konularında da somut adımlar atmasını sağlamak, uluslararası ilişkilerin kalitesini ve sürdürülebilirliğini artıracaktır.

Kaynak: EURONEWS

Share.
Leave A Reply

Exit mobile version