Almanya‘da geçirdiği 49 yılın ardından memleketi Kahramanmaraş’a dönüş yapan 73 yaşındaki Oruç Yağbasan’ın yaşam öyküsü, hem gurur verici hem de duygusal bir derinlik taşıyor. Almanya’da uzun bir yaşam süren ve başarılı bir ticaret hayatı kuran Yağbasan, 6 Şubat depremlerinin ardından köyüne dönme kararı aldı. İşte, yarım asırlık gurbet hayatının ardından memleketine dönüş hikayesinin detayları.

Almanya’dan Kahramanmaraş’a Uzanan Hayat Yolculuğu

1975 yılında, 24 yaşında genç bir adam olarak Almanya’ya göç eden Oruç Yağbasan, köyünden ayrılırken sadece bir tahta valiz ve büyük bir umut taşıyordu. O dönemlerde, birçok gurbetçi gibi, Almanya’ya gitmek, daha iyi bir yaşam arayışı ve ekonomik fırsatlar peşindeydi. Yanına eşini de alarak yeni bir hayata adım atan Yağbasan, Almanya’da uzun yıllar ticaretle uğraşarak başarılı bir yaşam kurdu. Hem Türk hem de Alman vatandaşlığı kazanan Yağbasan, Almanya’daki uzun yıllarını bu topraklarda geçirdi.

Depremin Ardından Gelen Dönüş

6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler, Kahramanmaraş ve çevresinde büyük bir yıkıma yol açtı. Bu doğal felaket, Oruç Yağbasan’ın köyü Doğanlıkarahasan Mahallesi’nin de büyük zarar görmesine neden oldu. Depremden etkilenen köyüne dönme kararı alan Yağbasan, hem kişisel hem de toplumsal açıdan büyük bir fedakarlık yaparak, Almanya’daki yaşamını geride bırakıp memleketinde yeniden bir yaşam kurma mücadelesine başladı.

Konteyner Hayatı ve Yeniden İnşa Süreci

Kahramanmaraş’taki dönüşü, Yağbasan için büyük bir değişim ve zorluklar serisi oldu. Deprem sonrası köyünde yaşayanların evleri büyük ölçüde tahrip olmuştu. Yağbasan, köyünde geçici olarak konteynerde yaşamaya başladı. Konteynerin önüne diktiği çiçekler, yaşadığı zorluklara rağmen umutlu ve pozitif bir yaşam sürme isteğini simgeliyor.

“70 yaşından sonra yurt dışına çıktım ve orada ticaretle uğraştım. Biz, köklerimizden kopmadan, depremin yaralarını sarmak ve köyümüze yeniden dönmek istedik. Evimizi inşa etmeye çalışıyoruz. Önceden köyümüzde yaklaşık 150 ev vardı, şu anda sadece 30 civarında ev kaldı. Şu anda konteynerde yaşıyoruz ve evlerimizin tamamlanmasını bekliyoruz” diyen Yağbasan, memleketinde geçirdiği günlerin zorluklarına rağmen umutlu bir şekilde geleceği bekliyor.

Yurt Dışından Yurt İçi Yardımlara

Köyündeki yaşamın kendisini üzdüğünü belirten Yağbasan, “Yurt dışında yaşadığımız yıllarda memleketimizi unutmadık. Depremin ardından ilk elden maddi yardım yapmaya başladık. Her şeyi devletten beklemek yerine, vatandaş olarak bu işin altına girmenin doğru olduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu. Yağbasan’ın bu tavrı, hem kendi köyüne hem de genel olarak Türkiye’ye olan bağlılığını ve desteğini gösteriyor.

Köy Yaşamının Keyfi ve Sosyal Etkileşimler

Kahramanmaraş’taki köy hayatından oldukça memnun olan Yağbasan, arkadaşlarıyla vakit geçirdiğini ve köydeki sosyal yaşantının kendisini mutlu ettiğini ifade etti. Köyde bir muhtarlık ve bir bakkal bulunuyor. “Orada toplandığımız bir masamız var ve sohbetler ediyoruz. Güzel vakit geçiriyoruz” diyerek, köy hayatının kendisine getirdiği huzuru dile getirdi.

Yağbasan’ın hikayesi, hem kişisel azmi hem de köklerine olan bağlılığıyla ilham verici bir örnek sunuyor. Depremin ardından yaşadığı zorluklara rağmen memleketine olan sevgisi ve bağlılığı, onun gerçek bir gurbetçi olduğunu ve memleketinin kıymetini bildiğini gösteriyor. Bu dokunaklı dönüş öyküsü, her bireyin yaşam mücadelesinde köklerine ve geçmişine olan bağlılığının önemini gözler önüne seriyor.

Kaynak: NTV

Paylaş.
Bir Yorum Yazın

Exit mobile version