Türkiye ve Kuzey Amerika’da Soğuk Hava Etkisi
İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin kuzey illerinde kar yağışı etkisini gösterirken, Erzurum’da Cuma gecesi sıcaklıkların eksi 20 dereceye kadar düşmesi bekleniyor. Bu durum, küresel ısınmanın etkilerine dair birçok soruyu akıllara getiriyor. Peki, küresel ısınma sürecine rağmen hava neden bu kadar soğuk olabiliyor? Uzmanlar, benzer sert kış koşullarının yaşandığı Kuzey Amerika’da da soğuk havanın, küresel ısınmanın bir sonucu olabileceğini vurguluyor.
Kutup Girdabına Dikkat
ABD Ulusal Hava Servisi, hafta boyunca “hayati tehlike oluşturabilecek” kadar düşük sıcaklıkların yaşanacağı uyarısında bulundu. Özellikle kuzey eyaletlerinde, Montana, North Dakota ve Minnesota gibi bölgelerde eksi 40 santigrat derecelere varan sıcaklıklar bekleniyor. Bu, ABD’de yılın ilk soğuk hava dalgası değil; Ocak ayında, aşırı soğuk nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump’ın Kongre binası önünde yapılması planlanan yemin töreni kapalı alana alınmak zorunda kalmıştı.
İklim değişikliği, bazı bölgelerin diğerlerine göre daha hızlı ısınmasına neden oluyor. Örneğin, 2022 yılında Nature dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, kuzeydeki Arktik bölgesinin ısınma hızı dünya ortalamasından dört kat daha fazla. Bu duruma “Arktik amplifikasyonu” adı veriliyor. İklim değişikliğinin aşırı hava olaylarına etkisini araştıran World Weather Attribution’un 2022 raporuna göre, Avrasya ve Kuzey Amerika’daki aşırı kış koşulları Arktik amplifikasyonu ile bağlantılı olabilir.
Normalde, kuzeydeki soğuk hava ile güneydeki sıcak hava arasındaki basınç farkı, gezegeni batıdan doğuya kesen sürekli rüzgarlara neden olur ve bu hava akımı, soğuk havayı kuzeye hapseder. Ancak, kuzeydeki hızlı ısınma, iki hava kütlesi arasındaki sıcaklık farkını azaltarak rüzgarların zayıflamasına yol açıyor. Zayıflayan kutup girdabı, kuzeydeki soğuk havanın daha güneye inebildiği ani dalgalanmalara izin veriyor.
İklim Değişikliği Yoğun Kar Getirebilir
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde görevli iklim bilimci Wanying Kang, “Kutup rüzgarlarının zayıflamasıyla soğuk hava dalgalanmalarının Meksika’ya kadar inebileceğini” belirtiyor. Ayrıca, ABD merkezli Atmospheric and Environmental Research’den hava olayları uzmanı Judah Cohen, 2021 yılında Science dergisinde yayımlanan bir çalışmasında, iklim değişikliğinin güney bölgelerde soğuk hava olaylarının sıklığını artırabileceğini ifade ediyor. Araştırmacılar, normalde daha fazla nem tutma kapasitesine sahip sıcak havanın aniden soğumasının, ortalamaların üzerinde kar yağışına neden olabileceğini de belirtiyor.
En Sıcak Yıl
Öte yandan, World Weather Attribution’dan araştırmacılar, kutup girdabının zayıfladığına dair kanıtların bulunduğunu, ancak bunun iklim değişikliğinin rolüne dair bulguların henüz kesinleşmediğini vurguluyor. Daha güney bölgelerde yaşayanlar, kutup soğuklarını tam da sıcaklık rekorlarının kırıldığı bir yılın ardından deneyimliyor. Avrupa Birliği’ne (AB) bağlı Copernicus İklim Değişikliği Servisi, sadece bir ay önce 2024’ün şimdiye kadar kaydedilen en sıcak yıl olduğunu bildirmişti. Kurumun çalışmasına göre, geçen yıl sıcaklıklar sanayi öncesi (1850-1900 yılları) döneme kıyasla 1,6 derece daha yüksek ölçüldü. Kaydedilen bir önceki en sıcak yıl ise 2023’tü.
Paris’te 2015 yılında gerçekleştirilen iklim konferansına katılan 196 dünya lideri, küresel ısınmayı 1,5 derecenin altında tutma çabası ve 2 dereceyi aşmasını önlemekte uzlaşmıştı. Son iki yılın ortalaması bu hedefin üzerinde olsa da, bilim insanları Paris’teki hedefin aslında birkaç senenin değil, onlarca yılın ortalamasına odaklandığını belirtiyor. Ancak, Almanya’nın Leipzig kentindeki Helmholtz Çevresel Araştırmalar Merkezinden Jakob Zscheischler ve meslektaşları, 1,5 derece hedefi için artık çok geç kalındığı görüşündeler. Zscheischler, “Geçmişte belli bir eşik aşıldığında bunun uzun vadeli ortalamalara yansıdığını gördük. Bir daha aşılan seviyenin altına inmiyoruz. (Yaptığımız) İklim modellerinde 1,5 derece sınırı için aynı durumun geçerli olduğunu gördük” diyor.
GURBET HABER