Almanya’daki Seçim Sonuçları Üzerine Yorumlar
Frankfurter Allgemeine Zeitung (FAZ) tarafından yapılan yorumda, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve onun yalnızca Bavyera’da faaliyet gösteren kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU), seçimlerden zaferle çıkan ikinci aşırı sağcı parti Almanya İçin Alternatif (AfD) ile koalisyon kurmama kararlılığını sürdürmelidir. Yorumda şu ifadelere yer verilmektedir: “AfD ile demokratik bir devlet oluşturmak mümkün değildir. İç ve dış politikayı ilgilendiren en temel konularda AfD ve Birlik partileri, birbirlerine ateş ve su kadar uzaktır. Dağılan hükümeti oluşturan ‘trafik lambası’ koalisyonu (Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve Hür Demokrat Parti) ülkeyi kendi arzuları doğrultusunda şekillendirme fırsatını kullanmada tamamen başarısız oldu. Bu durumu özellikle de Birlik partileri ile koalisyon kurmaya hazır olanların unutmaması gerekmektedir. Alman halkı, özellikle göç ve ekonomi politikalarında bir rota değişikliği istemektedir. Friedrich Merz, kurulması muhtemel her ittifakta uzlaşmaya gitmek ve kendi programının bazı unsurlarından taviz vermek zorunda kalacaktır. Ancak, gelecekteki hükümetin kesinlikle ‘aynı şekilde devam’ politikasını benimsememesi gerekmektedir. Aksi takdirde bu durum sadece AfD’yi daha da güçlendirir. Bu seçimin uyarı ateşinin sesi daha gür çıkamazdı.”
Münchner Merkur‘de ise Donald Trump yönetiminin Ukrayna’daki savaşın sonunu getirmek için attığı adımlar çerçevesinde, Almanya’da hızlı bir hükümet kurma gerekliliği vurgulanmaktadır: “Friedrich Merz’in liderliğindeki yeni hükümete yalnızca başarılar dilemek yeterli olacaktır. Kendisinin şimdi çözmesi gereken üç büyük mesele, koalisyonu zorlayacak potansiyele sahiptir: İltica saatli bombasının etkisiz hale getirilmesi, ekonominin yeniden yapılandırılması ve Avrupa’nın savunulması. Putin-Trump ikilisinin, Ukrayna’ya ve ülkenin yeraltı kaynaklarına karşı yürüttüğü korkunç saldırının ardından, AB başkentlerinde herkes gözünü Almanya’ya çevirmiştir. Yurttaşların oylarını vermeleriyle oluşan seçim sonucuna rağmen, Avrupa’nın en önemli ülkesi, on yıllardır süregelen en büyük jeopolitik krizin ortasında, sonsuz bir belirsizliği kaldıramaz. Paskalya’ya kadar hükümetin kurulması şarttır. O zamana kadar, Merz’in de parçası olduğu partilerin acil durum kabinesi, Berlin’in her zaman işler halde olduğunu garanti etmelidir. Tarih, Almanya’yı beklemiyor.”
Almanya’da her beş seçmenden birinin oyunu alarak dikkat çeken AfD’nin başbakan adayı Alice Weidel, seçim zaferini, partinin Thüringen eyalet teşkilatı lideri Björn Höcke ile coşkuyla kutladı. Höcke, Almanya’daki bir mahkemenin 2019 yılında verdiği karara göre ‘faşist’ olarak nitelendirilebilecek bir siyasetçi olarak biliniyor.
Hamburg’da yayımlanan Stern‘de ise Merz’in karşılaştığı zorluklar üzerinde duruluyor: “Federal Almanya tarihinde hiçbir başbakan, bu kadar karmaşık bir görevi devralmamıştır. Evet, birçok başbakan pek çok krizle yüzleşmiştir. Ancak seçim kampanyası süresince de ‘iş yapmak’ istediğini defalarca belirten Merz, birçok noktada elini kolunu bağlayan bir durumdadır. Eğer Merz gerçekten iş yapıcı bir lider olmak istiyorsa, öncelikle bu bağlardan kurtulması gerekecektir.”
Ludwigsburger Kreiszeitung‘da ise Almanya’yı yönetmesi en muhtemel olan koalisyon hükümetini oluşturacak partilerin güç kaybı üzerinde durulmakta: “Yeni hükümeti, Federal Almanya Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana tarihi olarak en kötü seçim sonucunu elde eden SPD ve tarihinin en kötü ikinci sonucunu elde eden CDU kurması muhtemel. Bu koalisyonun iç ve dış politikadaki sorunları hızlı bir şekilde çözmesi gerekmektedir. Ne kadar hızlı olursa, koalisyon hükümetini aslında birinci sırada gelen CDU/CSU ve ikinci sırada gelen AfD’nin kurması gerektiğini savunan sesler o kadar hızlı bir biçimde susturulmuş olacaktır. Ancak demokrasi böyle çalışmıyor: Demokrasi (kısa vadeli) anlaşmaları değil, siyasi uzlaşıyı temel alıyor.”
GURBET HABER